26 Mayıs 2008 Pazartesi

2000'lerde çocuk olmak

Son zamanlarda sıkça rastladığımız, parklara konulan kondüsyon aletlerinin bulunduğu bölümden, bizim evin yakınlarındaki bir parka da yapılmış. Annem, "gidelim" deyip duruyordu ne zamandır. Cumartesi günü, bir fırsatını yakalayıp gittik beraber. Ayağımızı sürümüşüz gibi, gider gitmez kalabalıklaştı park.
Önce, bir grup genç geldi. Bir yandan kırıp, yıkmak adına gerekli birçok eylemi yaparken; diğer yandan, bize pişkin pişkin cevap verip, ayrıldılar parktan. Sonra bir hanım, annesi ve 10-11 yaşlarındaki oğluyla geldi. Küçük çocuklar gibi mızıldayan oğluna, "Biraz duralım annecim, birazdan gideceğiz." gibi gayet narin açıklamalar yaparken, herşey gayet normal görünüyordu. Çocuk sabrını zorlamaya başlayınca, "gözlerime baksana" tavrına dönüştü iş. Beni asıl şok eden şey de, o zaman oldu zaten. "Bakıyorum ama hiçbir b.k göremiyorum." dedi çocuk. Çok yakındık ve duymamış olmama imkan yoktu. Kulağımdaki kulaklıkların da katkısıyla, yüzümü başka yöne çevirip, duymamış gibi yaptım. Bir an, kendimi kadının yerinde düşündüm. Çok zor şey çocuk büyütmek.
Kendi çocukluğumdan hatırladığım dönemleri düşündüm. Bırakın "gözüme bak" sözünü dillendirmeyi, annem gözümüze baktığında, ne demek istediğini anlardık biz. Onlar bizi yetiştirirken, ne psikolojiden haberleri vardı, ne travmadan, ne de başka birşeyden. Bazen, "keşke şöyle yapsalardı." dediğim şeyler olmasına rağmen; kendini kontrol etmeyi, düşünebilmeyi, saygı gösterebilmeyi aşılayan bu çocuk büyütme tarzına, teşekkürü borç bileceğim hep.
Geçenlerde tezgahta otururken gördüğüm o küçük kız geldi sonra aklıma. Annesi, babası ve küçük kardeşiyle pazar gezmesine çıkmışlardı. Kardeşinin eline, paketini açıp, kağıt helva verdi babası. Kız durdu ve "Sana inanamıyorum. Sabahtan beri ne kadar çok şeyi karıştırıp yedi. Sana inanamıyorum." dedi. Bunu öyle bir tavırla söyledi ki, kendini görmesem, sesi de kendini belli etmese, benim yaşlarımda bir kız konuştu sanabilirdim. Halbuki 7-8 yaşlarındaydı bu kız.
Artık normal mi karşılamalıyız böyle şeyleri, yani ben de mi var bir problem bilmiyorum? Hala yadırgıyorum. Ve hala yadırgamanın doğru olduğunu düşünüyorum. "O yaşlarda çocuk olamayanlar, o yaşlarda saygıyı benliklerinin bir yerine yerleştiremeyenler, ileride ne olabilirler acaba?" diye düşünmeden de edemiyorum...

Mayıs/2008

Hiç yorum yok: