6 Haziran 2008 Cuma

Keşke şimdi çocuk olabilseydik

Sezen Aksu'nun bir şarkısının sözlerinden bahsediyorduk Gülüş'le. Kelimelerin ne kadar güzel yanyana getirildiğinden, anlamlarındaki derinlikten. "Bu kadının içinde bir derya var." dedi Gülüş. "Yetenek işte." dedim bende.
Sonra aklıma ilkokul zamanlarının şu meşhur kitapları geldi. Biz ilkokul çağlarında o kitapları okuyamamış çocuklardık. Öğretmenlerimiz de dahil olmak üzere hiçkimse "kitap okuyun" dememişti bize. Kitaplardan bihaber geçirdim o yılları ben. Gülüş de benim gibiydi. Beğendiğimiz, doğru işler yaptığına inandığımız insanların ortak noktası bu olurdu. Hep bir şekilde öğrenirdik, o kitapları okuyarak büyüdüklerini. "Biz zamanında o kitapları okuyamadığımız için hayatın bu noktasındayız galiba." demiştim birgün. Sezen Aksu'dan konuşurken aklıma bu konu geldi işte. "O da bu kitapları okuyanlardandır kesin." dedim. "Zamanında evden bile kaçmış." dedi Gülüş. Zülfü Livaneli'nin "Sevdalım Hayat" kitabında anlattığı kendi kaçış öyküsü geldi aklıma. Ailesinin belirlediği önceliklerle kendi fikrindekiler çakışan, okul çağında bir çocuk olan Zülfü; yanına sadece kitaplarını ve onu gideceği yere ancak götürecek kadar yol parası alarak, başka bir şehre kaçıyordu. Ne cesaret. Biz o yaşlarda mahalleden dışarı çıkmıyorduk muhtemelen. "Bırak bunları yapmayı, böyle bir şeyi yapmayı düşündük mü bir kez olsun acaba?" diye sordu Gülüş. "Sanmıyorum." dedim.
Hayatında kitaplar olmadığı için, hayal dünyası gelişmemiş çocuklar olmuştuk. Bizim hayal dünyamız, oyun alanlarımızla sınırlıydı. O sınırları çocukluktan beri zorlayanlar, ya Sezen olmuştu, ya Zülfü.
Hani insan, öğrendiği bütün bilgilerle, hayata yeniden başlamak ister bazen. Daha donanımlı olarak, aynı yollardan geçmek ister. Keşke, öğrendiğimiz bunca şey ile, yeniden çocuk olabilseydik. Çocuk olup, hayata o gözlerle bakabilseydik...

Haziran/2008

4 yorum:

Gülüş dedi ki...

İçinde bulunduğumuz zamanda çocuk olmak istiyorum:( Eğer bir çocuğum olursa ki biliyorum sen gülüyorsun şuan:) Evet zor bir durum ama hani oldu diyelim yani varsayalım:) Kitapları gözünün önüne sokucam:) Kafasına vura vura okutturucam:)))

Parpali dedi ki...

O kadar da değil artık :) Ama şöyle de bir dezavantajı var yaşadıklarımızın. Kendi olamadıklarını, yapmak isteyipte yapamadıklarını, zorla çocuklarında tatbik eden anne-babalar da var. Bu durum bizi öyle insanlar yapmaz umarım. Arasında çok ince bir çizgi oluyor tüm öğretilmişliklerin ya da öğreteceklerimizin. Zor bu işler, zorrr...

Gülüş dedi ki...

Tabi ki o kadar değil.O yazdıklarım işin şakasıydı.Okumazsa işkence yaparız sadece nolcak:P:) Dediğin gibi baskıcı olmakta kötü.Ama en azından önüne seçenekler koyacağız.Artık seçim ona kalmış.Özgür bir birey olucak o da.Yani bizim kadar özgür olmasın da:))

Parpali dedi ki...

:) Bu konuda söyleyecek o kadar çok şey var ki aslında. Burası yetmez söyleyeceklerime. :) Hayata bakışım ve istediğim özgürlük konu olduğunda, bazen annemin yerine koyarım kendimi ya. Çocuğum olsa ben ne yapardım diye hani? Cevaplar pek olumlu çıkmaz nedense. Bunlarda benim çelişkilerim. Sen, "bizim kadar özgür olmasın" deyince ortaya döküldü bak :)