24 Haziran 2008 Salı

Giden, döner elbet...

Ayrılmak ne zordur. Sevgiliden, kıymetli bir dosttan, yakın bir arkadaştan, aileden, sevdiğin herhangi bir insandan ayrılmak ne zordur. "Keşke gitmese" demek, giderken dönüşünü de planladığını bilsen bile. O yokken eksik kalacak şeylerin, geçmeyecek zamanların, "ne gülerdik buna" deyip, yokluğunu hissetmenin kasveti çöker insanın üstüne.
Sevmek, ne büyük risktir aslında değil mi? Nasıl da cesaret ister. Korkuları alt edebilmek, sorulardan vazgeçebilmek ister. "Ya giderse?" isteyerek ya da kaderinin tecellisiyle. Giderse birgün işte, alıştığımız onca şeyi ve yalnızlığı bırakarak bize. Çok uzaksa gidecekleri yer, dönemeyecekleri kadar; ya da sadece fikren uzaksa, aslen uzak sayılmayacak kadar. Esas olan yalnızlıktır her durumda. Onsuz tadı olmayacak yaşanacakların yansımasıdır, arta kalan boşluktur. El sallamak dağıtır mı dersiniz bu hüzünleri? Gözünden akan yaş söndürür mü özlem ateşini?
Dilerim, ucunda kavuşmalar olan ayrılıkların zorluğu olsun, bizi yoran. Gidenler dönsün yolculuklarından. Ve tamamlasınlar eksik kalanları, bize anlatacaklarından.

Haziran/2008

Hiç yorum yok: