5 Aralık 2007 Çarşamba

Koru Beni...

Sokaktan, anneye söz verildiği saatlerde dönülmeyen zamanlar. Oyunun tadına doyulamadığı güzel zamanlar hani.
Annem, "saat kaç oldu, nerdesiniz?" deyip içeri girdikten sonra, kuzu kuzu evin yolunu tutarken; kapıyı çalmadan, ufaktan bir tartışma başlatırdık kardeşimle aramızda. Önceden konuşulmuş olmamasına rağmen, imzalanan bir antlaşmanın gereği gibi, birbirimize atılan bir bakış, "koru beni" demek gibiydi. Bir tartışma yaratırsak, eve geç girmiş olmamızın önemini yitireceğini düşünerek, söylerdik içimizdekileri bir güzel. O duygu dün yaşanmış gibi taze hala. Bir kokuyu almak ister gibi, gözlerimi kapatıp arandığımda bulduğum.
"Koru beni", bir savaş filminin repliği gibi duruyor daha çok. Koruma, savunma refleksiyle bütünleşmiş biri olarak, bana öyle gelmesi doğal belki de. Ama sevgiyle söylenmiş olanına gıpta ediyorum yine de.
"...
Gün gibi aşikar, zaman kadar çaresiz
Umulmadık zamanlardır katilim.
Farkına varmadan çoğalırken dertlerim,
Tüm bunlardan koru beni.
...
Acımasız sonbahardan, içimdeki korkulardan,
Paramparça sevdalardan koru beni." diyor şarkı.

İçimde görünmeyen bir yere sakladığım korunma istemini harekete geçiriyor okuduğumda. Hayalini kurduklarımı seriyor göz önüne. Filmlerden, kitaplardan, şarkılardan biriktirdiklerimi de katıyor ardına, yakınlaştıkça çoğalan bir çığ oluyor.
Tutunacak bir dal aramak gibi bu. Kötü bir günün tam ortasındayken, sevdiğin birini ya da kavuşmayı beklediğin mutlu bir haberi düşünmek gibi. Kötülüklerden korunmak için, sevdiğin şeylere sığınmak gibi.
Bir daha ne zaman bunu söyleyecek kadar güvenip, üstüne de sevgimi katacağım acaba?
Çok mu imkansız?
Yapmayın, bu kadar acımasız olmayın...

Aralık/2007

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Benim çok sevdiğim bir şiiri konuyla alakalı olduğuna inandığım için paylaşmak istedim...

Gözlerinde başladı yolculuğum.
Biraz da bu yüzden,
Kıyamam ağlamalarına...

Yüreğimi aşkının ateşiyle yakmak için,
Ateşe verdim yüreğini...
Beni bağışla!

Yollarım oldun benim.
Üzerinde yürümekten hiç yorulmadığım...
Ellerim, gözlerim oldun.
Aynalarda bulamadığım...

Hasret; sevdanın bam telidir,
Kulakları tırmalayan bir sestir çıkarttığı.
Koru beni bu acı seslerden,
Ve kimsesiz yüzlerden...
Koru beni kimliksiz aşk suretlerinden,
Koru beni,
Kızgın olduğun anlarda kendinden...
Ve bilmeden incitebileceğim kendimden...

Elif SEZGİN

Parpali dedi ki...

İçinde tanıdıklıklar var sanki, güzelmiş.Teşekkürler...